Biliyor musun yağmur yağıyor İstanbul'da
Bu demektir ki seni daha çok özleyeceğim sevginden yana buz tutmuş kalbini işte istanbul' da yağan yağmur eritecektir.
Sana uzaklardan çok uzaklardan İstanbul'dan çaresiz ellerimi uzatacağım...
hatırlayacağım o güzel günlerimizi o taş kalbini sızlatacağım....
kim bilir sen beni hiç düşünmezken ben sana olan özlemimle avunacağım seni öyle anacağım ki kulaklarını her an çınlatacağım şimdi benden çok uzaklardasın İstanbul'da yağan yağmuru biliyor musun her an şu yaralı yüreğimde sen ve sana olan sevgim var .
artık öyle bir şiir yazacağım ki belki de o güzel gözlerin dolacak İstanbul'da yağan yağmurla belki de özlem dolu dudaklarından "SENİ SEVİYORUM" sözcüğünü haykıracaksın İstanbul'da yağan yağmurla DENİZ GÖZLÜM...
BULUTLAR AĞLARKEN...
SENiN iNSAFIN YOK MU?
GÜL YÜZLÜM! GiDELi YILLAR OLUYOR...UMUTLARIMIN TÜKENDiGi BU SON GÜNDE, BULUTLAR AGLIYOR..
SENSiZ GEÇEN HER GÜNÜME BEN KAN KUSARKEN UZAKLARDA OLMANI ANLIYORUM,SEVMEMiSSiN BELLi..AMA BU KADAR DA iNSAFSIZ OLACAGINI UMMAZDIM,EN AZINDAN BiR TELEFON AÇ,VER BiR TESELLi..SENSiZ GEÇEN YILLARDAN,GÖNDERiLMEMiS MEKTUPLARDAN SÖZ AÇMAK iSTEMiYORUM..YALNIZCA BASINI GÖGE KALDIR VE BULUTLARI DiNLE!BULUTLAR BiLE BiZiM iÇiN AGLARKEN,YER GÖK FERYAD EDERKEN,GÖZLERiM KANLA DOLARKEN NEDEN BU EZiYET,ÇEKiP GiTMEK KOLAY;GiDiPTE GERi DÖNMEMEK MEZiYET..HATIRLARMISIN BUNU SANA TANISTIGIMIZ GÜN SÖYLEMiSTiM...BASARDIN TEBRiKLER,KAZANDIN SANA BÜTÜN ÖDÜLLER..BiLiYORMUSUN ARKANA BAKMADAN,BiR DAMLA GÖZYASI AKITMADAN,KASLARINI ÇATMADAN,VERDiGiM MEKTUPLARI YÜZÜME FIRLATMADAN,SESSiZCE VE SiNSiCE GiTMEYi BASARDIN,GERiYEDE DÖNMEDiN KAZANDIN..ÖDÜLÜNÜ AÇIKLIYORUM:ÇAL KEMANCI,AGLA HANCI..KAPATIN GÖZLERiNiZi UMUTLAR,AGLASIN TÜM BULUTLAR......
DAMLASIN GÖZ YASLARI TOPRAGIN ÜSTÜNE,ISLANSIN TÜM TASLAR,MEZARLIK TASLIRI,DUYULMASIN iSTEMiYORUM SEVGiLiMiN YASLIRI ..SANA ARMAGANIM iSTE BU SEVGiLiM,KURTULDUN BENDEN TEBRiK EDERiM.YATIYORUM TOPRAK ALTINDA,YALNIZLIGIN EN ALT KATINDA...
BULUTLAR AGLARKEN,BEN TOPRAKTA YATARKEN:HIÇKIRIK SESi GELiYOR GALiBA,TOPRAGIMDA ÇiÇEKLER AÇARKEN...
MAVİ GÖZLÜM
En cok cok konuşmam gereken anlarda neden hep sustum dersin?Yaşamak,hangi celişkilere inat var olmayı bilmekti?Sesini sesimle,seni kendimle bütünleyip aşkı yaşıyorum.Seni sensiz yaşıyorum.Yaşam öyle bir denklem ki çözmeye calıştıkca yeni bilinmeyenlerle nasıl bunalıyorum.Sonrası hayalindedir.Bense yaşama ilişkin en anlamlı yanılgıların yaşandıgı sürecte seni bulmakla yitirmek arası zamanlardayım.
Ben seni sensizde yaşarım sevdigim.Gün olur sana cogalırım ,seni üretirim aynı güzelliginle ve binlerce sen içimde,binlerce sevda...Her biri özleminle daglayan gözlerin.Her biri bana gelen karanlıgın ışıgı yırtması gibi uykularımda.Ben seni sensizde yaşarım sevdigim.Bedeli kirpiklerimdeki yaştadır.Aglamak zoruma gitmez,hesapsız sevmelerdedir gercek kimligi unutma!Gün olur güneşin batışındaki kızıllıklarda gözlerini ararım.Yüzünü ararım bektıgım her resimde .Çalan her telefonda sesini ararım ve sen kimbilir hangi iklimlerdeki aykırı yakınlıklarda kendini ararsın.Bir cicek büyütüyorum içimde,türünü kimsenin bilmedigi.Bedeli özlemindi;ödedim.Her yapragı başka bir anlamdı anlaşılmadı.Katran karası gecede uzaktaki ışıga yürüyen yolcu gibiyim.Yoklugun bir ıslık gibi dudaklarımda adını besteliyorum sensizlige inat.Ellerim seni hiç bilmedi belki ondandır,üşüyorum.Aramızdaki kilometrelerin metrelere dönüşecegi günü düşündükce seviniyorum,bir gün içinde olsa.O günü bekliyorum.BİLİYORMUSUN?anlatamadıgım ne cok şey birikti içimde...
Bir gün daha bitti yine sensizim Kendimleyim sensizim yazmak için kimselere diyemedigim yasaklarda sevmelerimi sıgınıpta tenine yirmi dört saatin her anını seninle bu kadar dolu yaşamak yoklugunda bile güzel.Yanlızca hayallerde kalsanda MAVİ GÖZLÜM seni seviyorum... (AHİNA TE NAVA MINA)(MAVİ GÖZLÜM)
AŞK DİLİYORUM SANA
Hayatı kendi eliyle yoğurmalı insan, kendi kontrol etmeli.Ne yaşıyorsa istediği için yaşamalı, neyi istiyorsa onu yaşamalı.Aşktır aslolan ve her duygunun üzerindedir, asıl aşkı yaşamalı insan hakkını vererek.
Dünyanın en isyankar duygusudur aşk.Hiçbir kuralı tanımaz, hiçbir kural aşkı engelleyemez.Aşıksan senden ve sevgilinden daha önemli başka hiçbir şey olmamalıdır dünyada.Önceliği başka şeylere veriyorsan, kandırma kendini, aşk falan değil senin yaşadığın.
Aşk, içinde bulunduğun durumu birden değiştirir.Her şey yenidir artık.Geçmişe dair verdiğin sözlerin, ettiğin yeminlerin dahi önemi yoktur.Aşkı bir takım şartlara bağlayamazsın.”Şu şu şu o zaman bu bu bu olur” demek saçmalıktan başka hiçbir şey değil.Cesurların işidir aşk.Meydan okuyanların işidir.Devrimci bir ruh taşır bu yüzden.Her aşk iki kişilik devrimdir.Bu devrimi yapamayacaksan yeltenmeyeceksin bile aşık olmaya.”Ben bir yandan statükomu korurum, bir yandan da aşkımı yaşarım” diyemezsin.Hep yarım kalırsın o zaman.Hiçbir şey tam olmaz.Ne yeni bir hayata adapte olabilirsin ne de eskisinde kalabilirsin.
Seçme işidir aşk, seçeceksin.Sancılar çekeceksin, gecelerce düşüneceksin; ama seçeceksin.Yok öyle çekimser kalmak aşkta.Bahaneler uydurup sonra da bu bahanelerin doğruluğuna kendini de inandırıp ne kadar yaşayabilir ki insan?
Kimse senin tercihlerine karışmaz; ama sen aşkı tercih etmediysen kimsede sorumlu değildir bundan.Aşıksan kendin için aşıksın, kendini mutlu etmek için aşıksın.birilerini mutlu etme adına yaptığın her şey sana mutsuzluk olarak geri dönecek, çaresi yok.Mutlu olmayacağını bildiğin yerde de olmayacaksın o zaman.
Güçtür aşk, insana, deli fırtınalara, kasırgalara karşı koyma gücü verir.Reddettiysen aşkı, bu güçten de mahrumsun demektir.Zavallı bir yaprak gibi savrulacaksın her rüzgarda.Bir dalın olmayacak tutunabileceğin.Ve bir gün- üç gün sonra yada yıllar sonra, fark etmez- geriye dönüp baktığında “ne yaptım ben” demek için ne kadar geç olduğunu anlayacaksın.
Şimdi yepyeni bir yıl var önünde.Sağlık, mutluluk, para ve başarı dileyecek dostların.Bense aşk diliyorum sana.Ayağının dibine kadar gelen aşkı anlayabilecek kadar güçlü duyguların olsun bu yıl...Olsun ki sen koca bir yılı pişmanlıklar içinde geçirme...
SENSİZ YAŞANAN SEVDA
Gece, ışıl ışıldı gökyüzü. Önce her yıldıza senin adını verdim, yetmedi. Hiç biri senin gözlerin gibi değildi. Ben yalnız senin gözlerini yıldız bildim. Herkes altında sarhoş olacağı yıldızı ararken, ben senin gözlerinde bitirdim içki kadehlerini. Her şey siyah beyazken, ben mavi bir düşte gizlendim Konuk oldum uykularına, gördüğün her rüyanın içindeydim. Gördüğün denizmiydi ben o denizin martısıydım.Bir ormanda mı yürüyordun, en ulu ağacıydım. Sen bir dağın tepesinde görürken kendini , ben doruklarında beyazlığıydım. Sonsuz hasret ateşiydim ben her gece kapında yanan. Sen bile söndüremezsin beni. Çünkü hasretin sen varken bile dinmeyenindendi. Kolaydı sevmeler ben imkansızı seçdim. Ne kadar yakınsam o kadar uzaktın bana. Elimi uzatsam tutabilirdim ama bir o kadarda ulaşılmazdın. Kaçanlardan değildim ben, kaçmadım. Ne zaman vazgeçmeye kalsam yüreğim o kocaman haliyle dikildi karşıma. Ben yüreğimin sesini dinledim. Ve yüreğim aslında sendin. Her sözcüğü denedim aslında seni anlatmak için. Her sözcüğün üzerinde durup bin kere düşündüm. Ya onlar anlatamadı seni ya sen onlara yetmedin. Sözcükler yetmedi ya, renklere sarıldım bende. Bir tek mavi anlattı seni. Maviye yakışan yalnız sendin. Ne kendimi sakladım ne de sözlerimi. Duygularım içtendi. Seni kendimi seve rgibi sevdim. Tutkuyla bağlıydım sana ama sevdam senin tutsağın değildi. Ben özgürlüğüme düşkündüm ve özgürlüğümde sendin. Dinle ey yar, sana bağımlı olmadan büyüttüm ben bu sevdayı içimde. Sen olsanda büyümeye devam edecek olmasanda. Sevmişim bir kere seni kurtuluşun yok sevgimden. Seni özlemeyi en çok ben bilirim. Hiç yakınmadım seni özlemekten. Üsteklik kavuşamama ihtimali işlenmemiş soğuk bir taş gibi önümde dikilip dururken. Sana dokunamamak yüreğimi böyle acıtırken. Bil ki ben yüreğimi kanatan bu acıya inat dokunmadan tenine saatlerçe sevişebilirim seninle...
DÖNERİM DEMİŞTİN
Soğuk bir sonbahar akşamıydı. Hava kararmış, yağmur başlamıştı. Düşlerimize yağmur yağıyordu ellerimizi. Gözlerin donuk bedenin halsizdi. Gizli bir el kalkış hazırlanan otobüse binmek için seni sürükler gibiydi. Sanki kalmak istiyordun. “baharda dönerim” demiştin hatırlıyor musun ?” Sakin beni unutma bekle.” Ben seni unutmadım sevgili, ben seni unutmadım. Bütün kış baharda döneceğin günün hayaliyle ısındım. Minik öpücüklerle uyandırıp güneşin doğuşunu gösterecektim sana. Çiçeklerin, denizin, kumasalın, güneşin tadına birlikte varacak , gün batımlarında denizle birleşen ufuk çizgisini birlikte seyredecek, ay ışığında mutluluk şarkımızı söyleyecektik. Yalan değil kaçamak sevdalara takıldım yokluğunda bir süre. Sana benzeyen her şeyi sevdim ben. Sevdiği her şeyde senden izler vardı. Aradığımı buldum sandım ama yanıldım , bulduğum sen değildin. Olmadık zamanlarda aklıma düştün, zamansız yaralandım. Her sabah seni bulmak için yolara düşmek geldi içimden ama gidemedim . Yalnızlığın acısıyla gurur satın alır oldum her gece. “Gelir” dedim kendi kendime, “Söz verdi gelmesi gerek.” Bekledim.Kendimi param parça hissetim ama yine de sana kızamadım.Unuttum kötü sözlerini Unuttum kapında bekletildiğimi.Unuttum telefonlarıma cevap vermediğini, kavgalarımızı unuttum. Bir tek seni unutmadım sevgili, bir tek seni unutamadım. Hep dönmeni bekledim. Zamanla alıştım acılara , ölüm ilanlarında kendiliğinden siline adreslere. Alıştım sevdiklerimin yokluğuna. Ama yalnızlığa alışamadım, hasrete alışamadım, sensizliğe alışamadım. Hep dönmeni bekledim. Olamadı gülüm bir araya gelemedik. Oysa daha yolun başındaydık, tomurcuktuk daha çatlamaya hazır. Bahar gelmeden ayrıldık. Şimdi artan yalnızlığım , büyüyen yokluğu var . duvarlarda gözlerinin izi , kapı kollarında parmak izlerin saklı. Sen neredesin sevgili, varlığın nerede ?. bir mevsim döndü , sen dönmedin . Düşlerim böyle dağınık değildi eskiden. Kara bulutlar gibi kümelenip bir yere, acılarım yüreğimde çöreklenmişti gece yarılarında. Özlemlerim hiç bu kadar olmamıştı gün ışığına. Hasret bu kadar büyümemişti. Şimdi göçebe olmuş yüreğimle her sabah yeni yolculuklara çıkıyorum. Umudun türküsünü söylüyorum öksüz bakışlarımla...
YALNIZLIK
Bu gün bir yalnızlığa düştüm yine.. Başımı ellerimin arasına aldım,
sessizce ağlamaya başladım. Önümde yarıya gelmiş bir konyak şişesi
diye fısıldıyordu, < beni iç.> Sonra yalvarmaya başladı:
< Ne olur dedi ne olur haydi iç beni.>
Bir bardak doldurdum, tepeme diktim. Şişe rahatladı, sustu.Hani ellerimiz
birbirine değince nasıl oluyorduk? İşte öyle oldum. Hani bakışlarımız
buluştuğu zaman, bir başka türlü atması vardı yüreklerimizin. onu hatırladım.
Sonra bir tren hareket etti. Sabahtı. Karşı karşıyaydık. Konuşuyorduk.
Ben sevmek diyordum durmadan. Gözlerim gözlerine soruyordu.
< seviyor musun? > diye. Hep evet diyordu gözlerin, ellerin, dudakların
hep evet diyordu. Oysa ki bir çok hayır diyen insanlar vardı çevremizde.
Örneğin: bir çocuk hayır, diyordu, bir kadın, bir adam, bir başkası
hayır diyordu. Hayır` lar arasında ezilmeye mahkumdu evet` lerimiz.
Tren ilerliyordu. Gözlerin gözlerime soruyordu ne olacak diye.
Sigara üstüne sigara yakıyordum, kadeh kadeh içki içiyordum, fakat
bilmiyordum ben de ne olacağını. Bizi sürükleyen bir akıntıydı.
Durduramazdık onu, hükmedemezdik ona. Bir anafora rastlayıp yok
oluncaya kadar akıp gidecektik işte. Peki anafor nerdeydi? Uzak mıydı?
Belki çok yakındı kim bilir. Biz onu göremeyecektik. O gözlerimizi kör
ettikten sonra saracaktı bizi buz gibi kollarıyla.
Tren ilerliyordu. Pencereden deniz görünüyordu. Denize akşam güneşi
vurmuştu. Renk renk kayıklar gördük kıyılarda. Denize taş atan
çocuklar gördük. Uzakta bir balıkçı ağlarını topluyordu.
Ve Tren ilerliyordu. Kadere yaklaşıyorduk. Bir alacakaranlık bastı zamanı.
Gözlerim gözlerindeydi. Ellerini tuttum. titredin. Acı acı bir düdük öttü.
Bir şeyler koptu içimizden.
Sonra tren durdu, indik, yollarımız ayrı ayrıydı.
Şimdi o gün verdiğin yalnızlığı yaşıyorum..
HAYATA GÜLÜMSE
Hayat her zaman sana mutlulukların en güzelini versin Ac avuclarını ve de kalbindeki mutluluklarını paylas herkesle..Ögrendigin güzellikleri kalbinde sakla ve bugün bir kimseyi mutlu et...İlla ki bu parayla olacak degil.tanımadıgın bir insana merhaba de..konusmadıgın insana nasılsın de sorunun var mı de..Samimi ol...Bir tatlı cocuga bir cikolata ver ; ve bugün sadece 5 dk eski yaramaz cocukluguna dön.İcindeki cocuksu düsleri özgür bırak...Bu gece anne yada babanın elini öp doyasıya kokla onları ..Hic mi bi sey yapamadın sadece hayata bir kez gülümse.Bunlardan birisini yaptıgın zaman bu gün sen İyilik melegi olarak görevini tamamlamıs olacaksın...Yarın baska görevde baska insanların mutluluklarında sende mutlu olacaksın...
AŞK MEKTUPLARI...!!!
SEN BUNU BİLMEYECEKSİN
Mektubuma, edebiyatın son derece kalıplaşmış kelimeleri olan nasılsın iyi misin? gibi klasikleşmiş sözcüklerle değil de; seni sevdiğimi seni çok çok özlediğimi söyleyerek başlamak istiyorum.
Bir insanın yaşayacağı en zor duyguları yaşıyorum belki de...
Sana karşı duymuş olduğum özlem, uzun zamandır rüyalarımı süsleyecek kadar güzel olmasına rağmen en büyük eksikliği içime yediremedim. Bazen düşünüyorum da; her şey eskisi gibi olur mu diye? Ama bazen de bunun çok zor olabileceği düşünüyorum.Çaresiz, çok rahatsız bir hastanın beklediği küçücük bir ümit vardır ya, benim ümidimde belki o kadar ama bu ümit benim yüzümde en azından bir tebessüm bırakabiliyor. Aklıma her geldiğinde özellikle geceler.Sabaha kadar düşünüyorum.Her şey nasıl olmalıydı diye kendi kendime.En azından böyle olmamalıydı bence.
Aslında sen de haklıydın. Sonsuz bir türlü sabah olmayan gecelerde sana hak verdi zaten. Ne yapacağımı bilmediğim, yapa-yalnız geçirdiğim, bir türlü kimseye açılıp söyleyemediğim çaresizlik içinde akan bu göz yaşlarım senin içindi.
Seninle ilk tanıştığım günler, seninle sohbet etmek için can atardım. Her an aklımdaydın. Tek düşündüğüm kişi sendin. İçimde bir korku olmasına rağmen. Bu da ayrılıktı. Okulda evde dışar da aklım hep sendeydi. Bu da bana mutluluk veriyordu ne yapabilirdim ki. Hala bu kadar uzun zaman geçmesine rağmen sana ait hiç bir şeyi unutmadım. Unutamadım. Hatırlar mısın? Bir kez sen de bana unut diye akıl vermiştin. Unutmanın bu kadar zor olabileceğini öğrendim. Unutmak kelimesini o kadar çok özlemişim ki keşke unutabilsem o kadar çok denedim ki. Seni hatırlatacak bir şey karşıma çıkıyor yine. Yalnız kaldığım zaman bir tek şey düşünüyorum. Ne olabilir ki... Bu duygunun nasıl bir şey olduğunu tahmin bile edemezsin.
Belki de ilk defa böyle duygular içindeyim. Kendimi çok yalnız hissediyorum. Hayatımda ilk defa bu kadar derin duygular içinden hareket ederek birisine açılıyorum. Bunun zor yanı da duygularımı paylaştığım kişinin sevdiğim kişi olması.Belki de en zor dakikalarımı yaşıyorum şu anda. Şimdiye kadar duygularımdan kimseye bahsetmemiştim çünki...
Serin bir gecede, Yaşarın romantik şarkılarının eşliğinde şu yazıyı yazmak o kadar çok zor geliyor ki. Hiç göz yaşların benimkilerle yaşadı mı? Benim göz yaşlarım hiç yalnız kalmadı biliyor musun? Hep göz yaşlarıma eşlik ederdim. Hiçte soramazdım göz yaşlarıma neden ağlıyorsunuz diye? Korkardım... İçimde sakladığım bir tek dileğimde mutluluğundu. Göz yaşlarımın ardından hep mutlu olmanı dilerdim yıldızlardan.
Zaman öyle acımasız ki, beni dinleyen birini bulmuş iken yine çabuk olmamı istiyor. Zaman... Hep acımasızdı zaten...
Son cümlelerimi yazarken benim için çok kutsal olan aşkım kelimesini o kadar çok söylemeyi istedim ki... Bunu anlata bilmek mümkün değil. Benim yazacaklarımın hepsi bu kadar. Umarım ki mutlusundur ve her şey gönlünce olur. Kendine iyi bak...
HAYATIMIN ANLAMI
Hayatın anlamını yüregindeki sevgileriyle anladıgım Canım Benim
Bu şehrin en güzel cicekleri toplayıp senin gececegin yollara sermek istedigim , gecedeki tüm yıldızları karanlık odana bırakmak icin ugrastıgım, seni kelimelerle anlatmaya calıstıgım ve hayatı yirmibeşinden sonra yeninden sende ögrenmek istedigim Canım Bebegim...Keske agladıgında yanında olsam da senin gözyaslarını avuclarımda biriktirebilsem..Ne yapacaksın gözyaslarıma diye sorma bana..Avuclarımda biriktirdigim gözyaslarını baharda bizim sevdamızı insanlara anlatacak tomurcuklara " hayat " ve " can " olsun diye verirdim...Seni gözlerininin renginden bez ucurtmalar yaptım gelecege ..Rüzgarla gittigi her diyara senin gibi güzel kadını anlatsın diye...Yüregimin corak topraklarına senin umudunu bir cicek diye ektim..Actıgı her bahar senin ismini ansın tüm cicekler diye..Aldıgım her nefeste senin ismini işledim bir ananın kına ellerinden islenir gibi...İşlenen her motifte seni bulabilmek icin..Adını yazmaktan korkuyorum tum geceye.. Karanlıgın icinde sokak aralarında kaybederim diye sakladım sevgini cigerlerime...Seni " sen " diye sevdim..Ucsuz bucaksız olsa da mesafeler ve aramızda koca daglar bulunsa da bil ki Canım Serayım senin gözlerine dogan her günese " seni seviyorum " diyecegim.Gece olunca karanlıgına inat senin gözlerinde aydınlıgı bulacagım..Bazen karanlık duvarlar üzerime gelseler Serayla başlayan siirlerimi okuyacagım yüksek sesle..Adını söledigim her an titremeli dudaklarım...Saclarına dokundugum her an titremeli ellerim ve gözlerini gördügümde gözlerim ısıl ısıl parlamalı sana....Sevmek hayatın en güzel anlamı..Seray demek benim " hayatımın" tek anlamı..Soldan sağa, bes harfli sevdanın esdeğerini sorsalar eger bulmacalar da yazacagım tek bir kelime var..." Seray ".diyecegim cevabına .Öyle özdeslesti ki yüregim senin hayatına..Baktıgım her an mavi ufuklara seni görebiliyorsa bu gözlerim ; ismini andıgım her an icimde sevgiler büyüyorsa kalbimin her satırında ,seninle yasadıgım her dakikada kederi ve acıyı raflara kaldırıyorsa ruhum demek ki sen varsın heryerimde..Varlıgındır gülüşlerim, nefesimdir senin yüregin ve mutluluklarımdır senin nefes alışın..Utangaclıgın bu kadar yakısıtıgı senin yüzünde ben gamzelerinde erimek isterim bir buz gibi..Pencereme vuran her gün ısıgında dudaklarımla kalbimin tek ismi " Seray' a " kilitleniyorsa ve dilimle seni seviyorum diye bagırıyorsa .sen benim hayatımsın...Damarlarımda devir daim eden biryasama sebebim kan gibi akıyorsun tüm hücrelerime sevginin güzellikleri taşıyarak..İcimde günden güne büyüyen ve zihnimde sen oldukca kendimi huzurda hissettgim ve her güzellikte senden bir sey buldugumda tek bir kelime kalıyor sana sölemek icin..Sen benim " hayatımın anlamısın " ..Seni canımdan öte seviyorum
Yürekli Çocuk' tan Hayatının Anlamına...
HER AN SENİ YAŞIYORUM
Seviyorum seni...Canımdaki yasayan can..Her an seninle yasıyorum..karanlık gecemde gözlerin düsüyor bir yıldız gibi..Üsüyen günüme sevgin sıcaklıgıyla süzülüyor yüregime..her seni sevmek icin kalbimdeki umut kırıntılarını senin yüzündeki tebessümlere yüklüyorum..Dilimde söylenen her sarkıda sana birkez daha " seni seviyorum " sesleniyorum..Ates atılmıs bir kalbim varken sen kabul ettin ..Kısın ortasında kalmıs bedenimi sevginle ısıttın..Sana ne demeliydim..Gülüm dememi istemezdin..Güller her zaman solardı.." Canım" demek istedim..Sen bana hep canım diye seslenirdin..Yüreginin bir yarısı sendeydi..her zaman sende kalıp iki ayrı bedeninin tek kalbindeki deli sevdasını yasıyoruz...Seni seni diye seviyorum..Belki sna söylenen her kelime basittir..Süslü degildir kelimelerim .Ama bil ki canım sana söylenen kelime sana okunan her siir senin kalbindeki sevgiyle güzellesip özel bir sevda oluyor..keske senin sevgi denizinde bir damla su olabilseydim..Seni sevmek bir kuru ekmegi paylasmak gibi..Her lokmada daha cok sevmek seni..Sana sevdalanmak yagmurun icindeyken gözkyüzündeki nazenin ciceklerin gövdelerine düsmek gibi..Yıldız olup senin karanlıgında gözlerinde kaybolmak belki senin sevginde nefes almak..Yalnızlıga perdeleri cekip mutlulukların gölgelerinde serinlemek seninle...Seviyorum seni demekten öte senin icin yasıyorum bu hayatta..öyle tutulmusum ki sana herseyimi sana verdim...Daha cok sevmek icin yüregine konakladım..Bir misafirdim ilk önceleri ama seni sevdikce artık senin kalbinde kalıcıyım..her kısın ortasında sıcagı arıyorum ne de yazın ortasında serinlemek icin rüzgarı soruyorum...Tek yaptıgım seni ,senin kalbinde yasayarak seviyorum..Dertlerimi sende unutup hayatın acı suretlerine gülümsüyorum.kalabalık sehirlerinden uzaklasıp senin gül yüzünle aynalarda yarınlarıma bakabiliyorum..Seni canımdan öte seviyorum..Ucurumun kenarıyda solmayı bekleyen bir cicekken senin sevginle yeniden mutluluklara tomurcuk acıyorum...her sabah perdeleri aralayıp senin günısıgında sevgini aralıyorum..Sen farklısın..Canımdan birisi, nefesimin mutluluk rengindeki suretisin sen...Adını konulmamıs sevdanın en güzel melegisin..Belki kalbimdeki tek can..hayata dair tek umudumsun..Seninle yasayıp seninle hayata bakabilmek...Düsündükce seni aklımda büyüyor bu sevdan..Daldıkca gözlerim ufka senin gözbebeklerin geliyor..Büyüdükce gözlerin satırlara dökülüyor sevdan...her dizede seni yazıp seni yasıyorum..Sen nefes aldıkca ben mutluyum buralarda..Seni seviyorum...Belki hayatımda bir kez böyle cok sevmisken seni kalbime hediye ediyorum...Zenginim cünkü seviyorum seni..Zenginim cünkü senin tarafından seviliyorum..En büyük hediyem senin askın..Her nefesim sana armagan olsun....Hayatımdaki en büyük asksın..ve son sevdamsın yarınlara dair..Seni seviyorum..Kanatlanan her kusun gözbebeklerine yarınlarında yasayacagın mutlulukları yükledim..her sahile vuran dalgaya yarınlarındaki sarılacagın umutlarını yükledim..her geceye bir siir yazdım hep senin isminle baslayan - hani- ismail bu kacıncı Serayla baslayan siir diye seslendigin- iste o siirleri her gece gökyüzüne yazacagım..Seni seviyorum..Öylesine seviyorum ki bu dünyada kavusamasa da kollarımız ; seni Cennetin güllere acılan bahcesinde seni bekliyor olacagım..Ve sen yasadıkca bu nefes senin atacak..her gece sana dua ederek sarılacagım uykulara..Esen her rüzgarda senin kokunu arayacagım..Ve seni kalbimin en derin yerinde yasacagım..Seni sen diye canımdan bir can diye sevecegim..Seni seviyorum Seray.Hem de Canımdan öte...
SOKAKLARDAYIM YİNE
Olmadığım bir şehre yağmur yağıyor… Ben seni ne zaman düşünsem, gözyaşı gibi ince ince ve her damlası düştüğü yeri acıtırcasına yağmur yağıyor. Üstüm başım ıslak, bir kuşunki kadar bile başımı sokacak bir yerim yok.
İnsanı kendine getiren bir iç ürpermesi ama hiç yalnızlığın akla gelmesi gibi değil. Hiç ama hiç o kadar değil. Bazı şeyleri insan kendine bile söyleyemiyor. Bir de soruyorlar neyin var diye. Olanı içime attım, olmayan ise olanların beni üzüp gitmesini bekliyor…
Sırası var her derdin. Yaşı olduğu gibi bazı şeylerin…
Şimdi sorsam nerede olduğunu; söylenmeyecek kadar uzaktasın. İtirafından korkulur bir yalan gibisin. Sahi gerçek misin? Aklım bu kadar büyük yalanlar uyduramaz, biliyorum EN BÜYÜK GERÇEĞİMSİN. Bazı şeyleri istesen de kabul ettiremezsin kendine. Hayat, vura vura öğretir de, sen, kendine bir türlü öğretemezsin…
Ne olduğunu şimdi şimdi sorgulamaya başladığım günlerin çok azının şahidiyim ben. Sadece yan yana yürüdüğümüzün şahidi. Bundan başka hiç... Varsa da, dedim ya bazı şeyleri kendine bile söyleyemezsin diye… İşte öyle. Ben sadece yan yana yürüdüğümüze şahidim. Gerisi hiç. Ama antalya sokakları… O sokaklar her şeyi gördüler…Gamze oluşturmaya yetecek tebessümler ve küçük ve çekingen bir ‘memnun oldum’ , sağa sola, yalnız kalmak istercesine kaçırılan gözler ve arkasında nice telaş… Yağmurdan kaçar gibi bir telaş. Yok, artık çok geç. Tutulacağımız kadar tutulduk&
Olmadığım yerde seni üşüten, kala kaldığım yerde beni acıtan bir yağmur yağıyor ince ince. İnan, ne oraya ne de buraya yağmur hiç yakışmıyor.
Mecburiyetler mecburiyetti, vedalar veda. Sorgulayamadık hiçbir şeyi. Bunun için ne vakit vardı, ne de imkan. Biz yazılanları oynuyorduk ve mecburiyetleri ifa ediyorduk; olmaması gerektiği gibi, olması gerektiği için Aklım fikrimi durduramıyor, kendimi sokaklara atmayınca. Ne oldu da koşan zaman birden durdu? Kendimin bilincinde olmak ne mümkün Kendimi ne sansam o değilim. Kafam iyice karışıyor bazen
Bir şehir beni kendine hapsetti. Seni ise bilmediğim bir yere terk etti. Alıp veremediği olsa gerek hayatın benimle. Kendimden başka kime borçluyum ki? Bir tek yaşama borcu Hani düşünsek diyorum. Düşünsek ve dursak bir an. Dursak ve konuşsak bir an. Çok şey mi kaybedilir bu bir anlarla? Kime zararı dokunur? Bekleyenin varsa o hariç. Yoksa nedir ki bir an, yeter inan her şey için…
Büyük bir isyanın ilk kıpırtıları gibi görünse de her bir hezeyan kendi içinde saklı ve öyle de kalacak, eminim. Bilmiyorsun ki, yürüdüğümüz yollardaki tek bir taşta bıraktığımız yankıyı bile anlatamam. Dedim ya her şeyi gördüler. Şimdi ise koşturan adımlarımı bile duymuyorlar..İşte bu yüzden biraz da sokakların hafızasına bıraktım seni. Her geçişimde seni duyacağımı, seni göreceğimi umut ediyorum. Nafile birkaç bakış atıyorum, ses çıkarmamak için gayret sarfeden adımlarımın sesleri arasında sesler duymaya çalışıyorum. Yok! Galiba deliriyorum Bitip tükenmez düşündüklerim. Her bir kelimede, içimi acıtan, ateşle yazılı, varlığı meçhul üzüntüler var. Düşünceler bitmiyor da, söyleyecekler bitiyor.
O yüzden şimdi sustum.
Sadece kendimi dinliyorum.